Yaygın olarak “Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu (DEHB)” denildiğinde, aşırı hareketlilik(hiperaktivite), dikkat eksikliği ve dürtüsellik kavramları akıllara gelir (Häcker ve Stapf, 2004). Dikkat dağınıklığı bozukluğu, beynin yönetimsel işlevlerinin doğru kontrol edilememesi sebebiyle ortaya çıkan beceri ve davranış bozuklukları olarak açıklanabilir. Dikkat dağınıklığı ve hiperaktivite bozukluğu ise; hem dikkat problemi hem de hiperaktivite probleminin kendini gösterdiği bozukluklardır.Son zamanlarda yapılan çocuk-ergen çalışmalarına göre, DEHB çocukluk ve ergenlik dönemlerinde görülme sıklığı en fazla olan sorunlardan birisidir. (Nathrath ve Wölfl, 2006). DEHB, bugüne özgü bir sorun değildir. Fakat öğretmenler ve ebeveynler “Ne oldu da son yıllarda çocuklarımız bu kadar dikkatsiz ve hiperaktif oldular?” sorusunu sormakta ve sanki bu duruma yeni ortaya çıkan bir sorunmuş gibi vurgu yapmaktadırlar. Aslında DEHB’li çocuklarla eski zamanlarda da karşılaşılmaktaydı. Ama bu çocuklar birtakım farklı kavramlarla (örn. dik kafalı ya da söz dinlemeyen gibi) adlandırılmaktaydı (Stark-Städele, 2005).Günümüzde, DEHB’in temel belirtileri ile ilgili yayınların artması ile bu çocuklarla ilgili olarak uzmanlara daha sık başvurulmaktadır. Çocukların davranış problemleri karşısında kendilerini çaresiz hisseden ailelerin giderek artması da bu konudaki çalışmaların önemini artırmaktadır. (Stark-Städele, 2005).
DEHB Semptomları
DEHB tanısı almış bireyler bu noktalarda sıkça problem yaşamaktadırlar:
- Motivasyonu sürdürme
- Hazır bulunmak ve beyin uyaran işlem hızını sağlamak
- Detaylara dikkat etme ve dikkatin dağılmasını önleme
- Organize olma ve bir göreve başlama
- Odaklanmayı sürdürmek ve gerektiğinde odak noktasını değiştirmek
- Duyguları yönetmek
Sınıf Ortamında Dehb’li Çocukların Özellikleri
Okul öncesi dönemde çocuğun fark edilen davranışlarından birisi de aşırı ölçüde zarar verici oluşudur (Lauth ve Heubeck, 2006). Okul başladığında ise bazı yönergelerle karşılaşmaları ve buna bağlı olarak da kendilerini disipline etmeleri beklendiği için şüphesiz problemli davranışları daha çok göze çarpmaktadır (Özdoğan, 2001; Schröder, 2006).
Sınıf ortamında DEHB’li öğrencilerin göstereceği davranış problemleri olarak dikkat toplama yeteneğindeki sınırlılık, dağınıklık, anlatılanları dinlemede güçlükler, düzensizlik, unutkanlık, motor huzursuzluk, yetersiz dürtü kontrolü, aşırı konuşma, sırasını bekleyememe, kurallara uymada güçlük gibi sıralanabilir. DEHB’li öğrenciler aynı anda bir ya da birkaç uyarana aynı anda dikkat etme
konusunda başarısızdırlar. El ve ayakları kıpır kıpırdır, oturmaları gerektiği zaman sürekli ayaktadırlar, sınıf içinde amaçsızca koştururlar. Verilen bir işi tamamlayamazlar, sürekli olarak diğer kişilerin sözünü kesip kendisine soru sorulduğunda soru tamamlanmadan yanıt verirler (Aktaş, 2000; Jacobs ve Petermann, 2007; Lauth ve Mackowiack, 2004; Lauth, Schlottke ve Naumann, 2007; Nathrath ve Wölfl, 2006; Pfau, 2004; StarkStädele, 2005).
DEHB İle Birlikte Görülen Diğer Bozukluklar
- Davranım Bozukluğu
- Madde Kullanımı
- Depresyon
- Anksiyete Bozuklukları( Kaygılar, takıntılar..)
- Tourette Bozukluğu ve Tik Bozuklukları
- Öğrenme Güçlükleri (Okuma-Yazma, matematik)
- Enürezis Nokturna (Gece altını ıslatma)
Tanı Ve Tedavi Süreci
DEHB olan çocukların semptomlarını öğretmenleri, aileleri ve okulun rehberlik birimi kolayca farkedebilir. Semptomlar değerlendirilirken dikkate alınacak en önemli şey çocukların yaşı ve gelişim çağlarıdır. En doğru yöntem, çocuğu kendi yaşıtlarıyla ve gelişim dönemleriyle kıyaslamaktır. Bu kıyası eğitimini verdiği sınıfın yaşlarının aynı olmasından dolayı öğretmenler daha rahat yapacak ve aileye bildirimde bulunacaktır.
Söz konusu bildirimlerden sonra yapılacak şey, DEHB’in bir psikiyatrik bozukluk olduğunu göz önüne alıp hastanelerin psikiyatri servisine başvurmaktır. Tanının ancak PSİKİYATRİSTLER tarafından konulup İLAÇ önerisinin de onlar tarafından yapılacağı asla unutulmamalıdır. DEHB şüphesiyle bir çocuk muayeneye götürüldüğünde, doktorun DEHB konusunda uzman bir çocuk psikiyatristi olması koyacağı tanıya ve uygulayacağı tedaviye güveni artıracaktır.
Psikiyatrik ve Psikolojik bozukluklarda ilaç tedavisinin ve psikoterapinin birlikte götürülmesi en etkili sonucu vermektedir. DEHB’de de bu iki gücün birleşimi önemlidir. Terapi yöntemleri, genellikle uzun fakat kalıcı olurlar ve gereken motivasyon sağlanırsa davranışla ilgili söz edilen problemlerin ortadan kalkmasını sağlayabilirler.